POPÜLER YAZILAR
EN SON YAZILAR
EN SON HABERLER
CHECK UP RANDEVUSU AL

SAĞLIK REHBERİ

Pankreas Kanserinde Nanoknife Tedavisi Dönemi

Vücutta, hayati birçok doku ve damarla yakın komşuluk gösteren pankreas; kanserleşme durumunda tümörün çevre doku ve damarlara çok hızlı bir şekilde yayılması nedeniyle en tehlikeli kanser türleri arasında yer almaktadır. Kanser teşhisi konulduğunda pankreas kanserli hastaların %85’inde cerrahi operasyon şansı kalmamaktadır. İşte nanoknife ablasyon (irreversible electroporation) özellikle bu gruptaki hastalar için yeni bir umut kaynağıdır.

Medstar Antalya Hastanesi Radyoloji ve Girişimsel Radyoloji Uzmanları, pankreas kanseri tedavisinde uygulanan “Nanoknife yöntemi” hakkında bilgi verdi.

Pankreas kanser tedavisinde ‘’nanoknıfe’’ umut olabilir mi?

Ablasyon, özel iğnelerle ciltten girilerek tümör dokusunun tahrip edilmesidir. Bu amaçla radyofrekans, lazer ve mikrodalga gibi ısıtma ya da krioablasyon gibi soğutma yöntemleri uygulanmaktadır. Bu yöntemler başta karaciğer ve akciğer olmak üzere birçok organda yıllardır başarıyla kullanılmaktadır. Ancak bu tür “termal” ablasyon yöntemleri pankreas gibi organlarda hem yeterince etkili olmamakta hem de tümör çevresindeki pankreas ve safra kanalları ile mide ve bağırsak gibi organlara zarar verebilmektedir. Nanoknife ablasyon ise tümörü öldürmek için ısı yerine düz elektrik akımı kullandığından bu tür problemlere yol açmaz. Yapılan birçok deneysel çalışmada ve binlerce hastada gerçekleştirilen uygulamalarda, nanoknife ablasyonun kan damarları ve safra kanallarına zarar vermediği, damar çevresindeki tümör dokusunu öldürdüğü ve mide-bağırsak gibi organlarda bariz bir hasar yaratmadığı gösterilmiştir. Bu özellikleriyle nanoknife, pankreas kanserinin ablasyonunda günümüzde en uygun yöntem olarak kabul edilmektedir.

Tümör hücreleri tahrip edilmeden öldürülüyor

Nanoknife tedavisi için hastaya genel anestezi altında, bilgisayarlı tomografi ya da ultrasonografi kılavuzluğunda karın bölgesinden girilerek pankreastaki tümöre birkaç tane iğne yerleştirilir. İğnelerin tümörün kenar kısımlarına yerleştirilmesi, birbirine paralel olması ve aralarındaki mesafenin 2 cm den fazla olmaması gereklidir. Tomografi veya ultrasonla iğnelerin doğru yerleştirildiğinden emin olunduktan sonra iğnelere ikişerli gruplar halinde çok yüksek elektrik akımı (3000 Volt / 50 Ampere kadar) verilerek tümör hücreleri tahrip edilmeden öldürülür. Apopitoz adı verilen bu doku ölümünde, diğer ablasyon yöntemlerinde oluşan doku ölümünden (nekroz) farklı olarak hücreler canlılıklarını kaybederler ancak parçalanmazlar. Hücrelerin yapısı korunduğundan damar, sinir ve bağırsak gibi dokularda kalıcı tahribat oluşmaz.

Ameliyata hazırlık olarak da uygulanabilir

Nanoknife ablasyon vücudumuzdaki kan damarlarına, safra ve idrar kanallarına, sinirlere kalıcı zarar vermeden bu bölgedeki tümörleri öldürebilen bir yöntemdir. Bu özellikleriyle öncelikle pankreas, safra yolu ve prostat kanserlerinde kullanılmıştır, ancak diğer kanser türlerinde de çalışmalar sürmektedir. Yöntemin en önemli kullanım alanlarından biri olan pankreas kanserinde en uygun hasta grubu, uzak metastazı olmayan ancak çevredeki damarlar tutulduğu için ameliyat olamayan hastalardır. Lokal-ileri evre olarak adlandırılan bu grup hastalarda nanoknife, tutulan damarlara zarar vermeden çevredeki tümör dokusunu öldürebilir ve hastaları yeniden ameliyata uygun hale getirebilir, ya da tümörü küçülterek sağ kalım süresini artırabilir.